Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma ve Endüstri 4.0

Buharlı makinelerle başlayan ilk sanayi devrimini, elektrikle çalışan makinelerin oluşturduğu 2. Sanayi devrimi takip etti. 3. sanayi devrimi, dijital teknolojiyi (elektronik cihazlar, bilgisayar) üretim sürecine dahil etti. Gelişen teknoloji ile birlikte yapay zeka, nesnelerin interneti, büyük veri, robotik uygulamalarla “Endüstri 4.0” adıyla da bilinen 4. sanayi devrimine ulaşmış durumdayız.

Endüstri 4.0, herkesin sürekli olarak üzerinde konuştuğu, uğruna paneller, sempozyumlar düzenlenen bir kavram olmaktan çıkarak, şirketlerin dijital olgunluk seviyelerine göre ortaya konulacak sağlam yol haritalarıyla hayata geçirilebilen bir hedef olmalıdır. Kısacası, bir moda gibi algılanacak bir olguyla karşı karşıya değiliz. Gerçek bir meydan okuma dönemine girmiş bulunuyoruz.

Endüstri 4.0’ın tüm dünya ile birlikte konuşuluyor olması ve gündemimizde olması çok iyi bir fırsat. Çünkü bu durum, konu hakkında özel sektörde ve kamuda bir bilincin oluşmasına yardımcı olacak.

Kurumsallaşma endüstri 4.0 için gerekli midir?

Türkiye genelinde şirketlerin yaklaşık %95’inin aile şirketlerinden oluştuğunu göz önünde bulundurduğumuzda, bu sorumuzu “Aile şirketlerinde endüstri 4.0 şart mıdır?” şeklinde düzeltebiliriz.

Dijitalleşme ya da endüstri 4.0, kurumsal yapısında belirli bir olgunluk seviyesine gelmiş kurumlarda etkin bir sonuç doğuracaktır. Çünkü kurumsal etkinliğin sağlanması, kuşaklararasında şirketin büyüyerek devredilmesi, yerel ve küresel düzeyde rekabet gücünün artırılması sadece dijitalleşme ile sağlanabilecek kadar kolay ve basit bir iş olsaydı tüm şirketler sadece dijitalleşerek bu hedeflerin hepsine birden ulaşmış olurlardı.

Oysa ki kurumsallaşma dinamik ve dengeli bir bakış açısıyla sağlanabilir. Stratejisi olmayan, çalışanlara ve süreçlere dayanmayan, kurumsal liderlere ve müşteri odaklı bakış açısına sahip olmayan, performans hedefleri (kalite, verimlilik ve kâr odaklı) olmayan aile şirketlerinin sadece endüstri 4.0’a odaklanarak sonuç almalarının mümkün olmadığı kanaatindeyiz. Bugüne kadar bu olgular eğer şirketlerin gündeminde yeterince yer bulamamışsa, endüstri 4.0 çalışmaları ile eş zamanlı olarak kurumsallaşma çalışmalarına da başlamanın yerinde olacağını düşünüyoruz.

Üçüncü dalga

Fütürist Alvin Toffler’in 1980’de yazdığı “The Third Wave” (Üçüncü Dalga) kitabına göre toplumlar tarihsel gelişim itibariyle günümüzde 3. dalgayı yaşamaktadırlar.

1. dalga; insanoğlunun tarım toplumu olarak binlerce yıl hayatını sürdürdüğü dönemdir. 2. dalga; endüstri devrimin yaşandığı ve insanoğlunun yaşantısının yeniden şekillendiği dönemdir.

3. dalga ise bilgi çağıdır. Bu dönem, Dünyanın elektronik olarak küresel bir kasabaya dönüştüğü, coğrafik olarak değil, ancak dijital olarak sınırların kalktığı bir dönemdir.

Alvin Toffler’in kitabıyla aynı adı taşıyan ve American Online (AOL) adlı internet servis sağlayıcısının kurucusu Steve Case’in 2016 yılında yazdığı kitabında ise, içinde bulunduğumuz dönem “internetin 3. dalgası” olarak tanımlanmaktadır.

1. dalga (1985-1999) internetin inşası, çevrimiçi dünyanın oluşturulması. 2. dalga (2000-2015) arama motorları, e-ticaret, sosyal medya alanlarında yeni kurulan şirketler sayesinde internet dünyasının büyümesi.

3. dalga (2016- ) her yerde var olan erişim, bağlantı nedeniyle sürekli çevrimiçi olunması sayesinde girişimcilerin reel sektörde de dijital dönüşümü sağlaması.

Esasen Case’in 3. dalga olarak adlandırdığı dönem tam da endüstri 4.0 olarak adlandırılan döneme denk gelmektedir.

3. dalgada internet, sadece internet servis sağlayıcıların ya da internetten hizmet sunan şirketlerin değil tüm sektörlerin interneti haline geliyor. Sadece sunucularla kişisel bilgisayarları, tabletleri, akıllı telefonları birbirine bağlayan bir sistem olmaktan çıkarak “nesnelerin interneti” yani cihazların, makinaların, üretim bantlarının, robotik yapıların interneti hatta daha da geniş bir kavramla “herşeyin interneti”ne geçiliyor.

Artık hedef; birbirleriyle bağlantılı teknolojiyi kullanarak çıktılarımızı, iş sonuçlarımızı nasıl geliştirebiliriz sorusuna cevap bulmaktır.

Önümüzde iki seçenek var: Ufukta çok net bir şekilde görünen ve 3. kez kabaran dalgayı, endüstri 4.0’ı bir fırsat olarak görerek sörf tahtamızı alıp kurumsallaşmayı sağlamak ve dalgadan yararlanmak ya da kumda oturup kalmak. Hepsi bizim elimizde…

 

Nazmi Karyağdı

Yönetim Kurulu Başkanı

KalDer Ankara Şubesi